“Türkiye’de yetişen 10 bin bitki var. Ülkemizin 13 katı büyüklüğündeki Avrupa kıtasında Türkiye’den az, 2 bin 500 endemik bitki var. Kıymetini bilelim”
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Ülkemiz 3
binin üzerinde endemik bitkisiyle bir cennet. Bu cenneti iyi
değerlendirelim”
-“Türkiye’de yetişen 10 bin bitki var.
Ülkemizin 13 katı büyüklüğündeki Avrupa kıtasında Türkiye’den az, 2 bin
500 endemik bitki var. Kıymetini bilelim”
-“Bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve
katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayi girdilerini oluşturan pek
çok bitkisel ürün, ülkemizin zengin florasını oluşturuyor”
-“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 20 bin civarında
tıbbi, aromatik bitkinin 4 bini yaygın şekilde kullanılıyor, 2
bininin ticareti yapılıyor”
-“Yıllık 25 milyar dolarlık pazardan sadece
158,4 milyon dolar alıyoruz. Potansiyelimizle bu rakamın çok çok üzerinde
ihracat yapmamız mümkündür”
-“Üretici teşvik edilmeli, ürün bazlı destek
verilmeli, hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve depolamayı
sağlayacak tesislerin kurulması sağlanmalıdır”
Ankara – 05.02.2017 - Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin 3 binin üzerinde
endemik (başka yerde yetişmeyen, yöreye özgün) bitkisiyle bir cennet olduğunu,
bu cennetin iyi değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek, “Türkiye’de yetişen
10 bin bitki var. Ülkemizin 13 katı büyüklüğündeki Avrupa kıtasında Türkiye’den
az, 2 bin 500 endemik bitki var. Kıymetini bilelim” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Dünya
Sağlık Örgütü’ne göre 20 bin civarında tıbbi, aromatik bitkinin 4 bininin
yaygın şekilde kullanıldığını, 2 bininin ticaretinin yapıldığını belirtti.
Dünya nüfusunun beşte dördünün geleneksel tıbbı ve tıbbi bitkileri kullandığına
dikkati çeken Bayraktar, Türkiye’nin tıbbi, aromatik bitkilerde çok zengin bir
ülke olduğunu bildirdi. Bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve katkı
maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayi girdilerini oluşturan pek çok bitkisel
ürünün Türkiye’nin zengin florasını oluşturduğunu belirten Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Türkiye’nin çok çeşitli iklim kuşaklarını
barındırması, mikro iklim bölgelerine sahip olması, dağlık yapısı, sulak
alanlarıyla çok zengin bir florası var. Floranın zengin bitki türü ve
çeşitliliği nedeniyle, doğadan toplanan ve kültürü yapılan tıbbi ve aromatik
bitkiler açısından büyük bir ekonomik potansiyele sahibiz. Yalnız
potansiyelimizi iyi kullandığımızı söyleyemeyiz. Dünyada tıbbi aromatik bitki
ihracatı yapan 110 ülke içinde, 18’nci sıradayız. Yıllık 25 milyar dolarlık
pazardan sadece 158,4 milyon dolar pay alıyoruz. Potansiyelimizle bu rakamın
çok çok üzerinde ihracat yapabiliriz. Milyar dolarlık ihracat rakamlarına
ulaşabiliriz.
-55,7 milyon dolarlık kekik, 35,8 milyon
dolarlık defne ihraç edildi-
İhracatımızda kekik, defne ve haşhaş öne
çıkıyor. Kekik üretim ve ihracatında dünya lideriyiz. İşlenmemiş olarak 61
ülkeye, işlenmiş olarak 74 ülkeye kekik ihracatı yapıyoruz. 2015 yılında 55,7
milyon dolarlık kekik ihracatı gerçekleştirdik. Kekik ihracatını daha çok ABD,
Almanya, İtalya, Kanada, Polonya, Hollanda, Belçika, Kanada, Güney Afrika
Cumhuriyeti, Fransa, Japonya ve Avustralya’ya yapıyoruz.
2015 yılında Vietnam, Polonya, Mali, ABD,
Almanya, Senegal, Güney Afrika Cumhuriyeti, Brezilya, Japonya başta olmak üzere
69 ülkeye 35,8 milyon dolarlık defne yaprağı sattık.
-Haşhaş tohumu ihracatı 35,7 milyon dolar-
İhracatımızda bu ürünleri haşhaş tohumu
izliyor. ABD, Fransa, Norveç, İsviçre ve Slovakya başta olmak üzere 16 ülkeye
35,7 milyon dolarlık haşhaş tohumu ihracatı yaptık.
2015 yılında anason, rezene, kişniş ve ardıç
meyvelerinde 11,9 milyon dolarlık, kimyonda 11,1, kuru kırmızı biberde 5,4
milyon dolarlık ihracat var.”
Bayraktar, tıbbi aromatik bitkilerde iyi tarım
uygulaması yapanlara destek ödenmesinin, haşhaşın da bu kapsama alınmasının,
işletme büyüklüğü 5 dekarın altında küçük aile işletmeleri kapsamında tıbbi ve
aromatik bitki yetiştiricilerine de dekar başına 100 lira destek ödemesi
yapılacak olmasının memnuniyet verici olduğunu belirtti.
-Yapılması gerekenler-
Şemsi Bayraktar, yapılması gerekenleri ise
şöyle sıraladı:
“Pazar potansiyelini değerlendirmek için
istenen miktar ve kalitede ürün üretilmelidir.
Son yıllardaki yapılan ıslah çalışmalarıyla
kekik, anason, kişniş gibi birçok tıbbi ve aromatik bitkide standarda uygun
çeşitlerin geliştirilmiştir. Bu çalışmalar devam etmelidir.
Türkiye, çok fazla sayıda ülkeye ürün
göndermektedir. Bu kadar alıcının bulunduğu bir sektörde, böylesine geniş
yelpazede ihracat teşvikleri artarak sürdürülmelidir.
Tıbbi ve aromatik bitkiler alanında faaliyet
gösteren üretici, toplayıcı, ihracatçı, sanayici, araştırmacı ve diğer tüm
paydaşların koordinasyonunu sağlayacak sistem oluşturulmalıdır.
Tıbbi aromatik bitkiler konusundaki bilimsel
çalışmalar teşvik edilmelidir.
Tıbbi ve aromatik bitkilerde tohumluk ve fide
yetersizliği yaşanmaktadır. Kekik, adaçayı ve benzeri bitkilerde genetik
materyal (tohum, fide, çelik) sıkıntısı bulunmaktadır. Bu bitkiler bir kalite
ve aroma bitkisi olduğundan yağ içerikleri de önemlidir. O nedenle resmi
kuruluşların özel sektörle işbirliği yapması gerekmektedir.
Diğer taraftan en büyük sorunlardan biriside
tıbbi aromatik bitkilerde zirai mücadele sorunudur. Türkiye’de kekik ve
adaçayı gibi tıbbi bitkiler için ruhsatlı hiçbir pestisit bulunmamaktadır.
İvedilikle ruhsatlandırma çalışmaları başlatılmalıdır.
Tıbbi aromatik bitkilerinde tağşişi (yabancı
madde karıştırma) önlemek için denetimler sıkılaştırılmalıdır.
Doğan toplama bazı ürünlerde ekonomik olsa da
kalite ve standart için kültüre üretim yapılması gerekmektedir. Üretici teşvik
edilmeli, ürün bazlı destek verilmeli, hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve
depolamayı sağlayacak tesislerin kurulması sağlanmalıdır.”